2 Ağustos 2024 sabah saatlerinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), keyfî biçimde aldığı kararla Instagram’a erişimi tüm Türkiye’de engellemiştir. Basına düşen haberler, öncelikle “Hamas lideri İsmail Haniye’ye taziye bildiren çeşitli içeriklerin Instagram tarafından engellenmesi sebebiyle erişimin engellendiği” yönünde olmuştur. Bunun ardından bizzat Ulaştırma Bakanı, “Instagram’ın, 5651 sayılı Kanun’da sayılan katalog suçlara ilişkin gerekli yükümlülüklere uymadığını ve buna istinaden erişimin engellendiğini” beyan etmiştir.
İleri sürülen iddiaların hukuken hiçbir karşılığı yoktur.
Evvela Instagram’ın “birtakım içerikleri engellemesi”, vatandaşların her gün kullandığı bir sosyal mecraya erişiminin yasaklanması için yeterli bir sebep olamaz. Türkiye Cumhuriyeti kimsenin babasının çiftliği olmadığı gibi, Türk ulusu da kimsenin kölesi veya reayası değildir. Instagram, milyonlarca vatandaşın her gün haberleştiği ve kendini ifade etme fırsatı bulduğu, basın organlarının haber yayını yaptığı, küçük büyük sayısız işletmenin satış, reklam ve pazarlama faaliyeti gerçekleştirdiği bir platformdur. Türkiye’de ve hiçbir hukuk devletinde; milyonlarca kullanıcının ifade hürriyetini, mülkiyet hakkını, basın, haber alma ve haberleşme hürriyetini tek bir idarî işlemle ortadan kaldırmaya muktedir bir idarî makam yoktur.
Bakan tarafından dile getirilen “katalog suçlar” iddiası ise gerçeğe aykırıdır.
Zira ilgili mevzuatta Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun “erişim engelleme” yetkisi, açık şartlara bağlanmıştır. Bir internet sitesinin tümüne yönelik erişim engelleme kararları da istisnaî hâller için öngörülmüştür. Somut olayda bu şartların hiçbiri gerçekleşmemiştir. Aynı mevzuat hükümlerinde yer alan, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na ait olan yükümlülükler de yerine getirilmemiştir. Süreç, herhangi bir idarî işlemmiş gibi, yargı süjeleri tümüyle dışarıda bırakılarak ilerletilmiştir.
Temel hak ve hürriyetlerde serbestiyet esas, sınırlama istisnadır. Bir temel hakkın ve hürriyetin özüne müdahale eden uygulamalar, o hakkın varlık amacını ortadan kaldırmakla kendiliğinden ihlale yol açar ve her hâlükârda Anayasa’ya açıkça aykırılık teşkil eder.
Bu apaçık gerçeği ve temel ilkeyi inkâr edenler; on yıllardır Türkiye’yi idare ediyor, kuralları dilediklerince eğip büküyor ve halkın bu durumu kanıksaması için var güçleriyle çabalıyorlar.
Hakkını Savun’un da bir parçası olduğu Genç Türkler’in en temel ilkesi hürriyetçiliktir. Zira hürriyet, Türk ulusunun karakteridir. Bireylerin özgürlüğü, kamusal alanda ancak ve ancak öteki bireylerin özgürlüğü ile çeliştiği yerde kısıtlanabilir. Cılız tepkiler dışında kayda değer bir tepki verilmemesi karşısında Genç Türkler, Türk ulusunun hürriyetperverliğini üstlenmeyi kendine bir kez daha vazife bilmiştir ve bilmeye devam edeceğini taahhüt etmektedir.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun söz konusu idarî işlemi, Hakkını Savun tarafından yürütmenin durdurulması istemiyle iptal davasına konu edilmiştir. Davamız, Ankara 25. İdare Mahkemesinin 2024/1292 E. numaralı dosyasında görülecektir.
Tarihin bize yüklediği sorumluluğu yerine getirecek, hürriyetimizi ve haysiyetimizi koruyacağız. Ulusumuzu da #İtaatEtmeHakkınıSavun esasına uymaya, hakkını savunmaya ve muhafaza etmeye davet ediyoruz.